19.06.2025
“MUHALEFETİN SÜRTÜŞMESİ, HEPİMİZE BİRDEN ZULMEDENİ MEMNUN EDER”
“23 YILDIR ÜLKEYİ YÖNETENİN ASGARİ ÜCRETLE MAZOT HESABINDAN KIVANÇ DEĞİL, HİCAP DUYMASI GEREKİR”
“ERDOĞAN’IN BU ALIM GÜCÜYLE ÖVÜNMESİ SAĞLIKLI DEĞİL”
“KÖYLÜLER ADINA VE ÇEVRE DUYARLILIĞIMIZLA DİRENİYORUZ”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve beraberindeki heyeti, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi’nde kabul etti. Görüşmenin ardından Genel Başkan Ümit Özdağ ile ortak açıklamada bulunan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özel, “Sayın Genel Başkanı değerli heyetiyle birlikte büyük bir memnuniyetle Genel Merkezimizde ağırladık. Kendisine söylediğim ilk cümleyi burada söyleyeyim. Elbette mutluyuz ama bu mutluluğumuz şuna karşılık geliyor. Bir utanç son buldu. Yoksa bir günü dahi kabul edilemeyecek olan bir tutukluluk halinin, beş aylık bir zulme dönüşmüş olmasından Türkiye adına hep utanç duyduk, hicap duyduk. Bu utancın sona ermiş olması, olması gerekendi. Ama değerli hocamızı burada sağlıkla özgür bir şekilde görmüş olmak büyük bir memnuniyet. Ben kendisine ve tüm Zafer Partililere bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum” dedi. Özel, şunları söyledi:
“BUNLARI YAPIYOR OLMASI UTANÇ VERİCİ”
“Türkiye’deki tüm siyasi tutukluların bir an önce serbest kalması gerekiyor. Elbette davalar olur. Kimse yargılanmaktan muaf değil. Ancak Sayın Erdoğan, yıllarca yargılandı ama bir kez olsun gözaltına alınmadı, bir gün tutuklu kalmadı. Cezası onaylandığında dahi cezaevine telefonla davet edildi. Şimdi kendisine yapılmayan bu muameleyi kendisinin görevini yapan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’na ya da kendisi gibi bir Genel Başkan olan Sayın Ümit Özdağ’a yapıyor oluşu son derece utanç verici, dünün mağdurunun bugünün zalimi olmasını bu millet kabul etmiyor. Biz de kabul etmiyoruz. Bir kez daha Sayın Özdağ’a özgürlüğünün ilk gününde ilk siyasi ziyaretlerini yaparken partimizi de ziyaret ettiği için çok teşekkür ediyorum.”
“TALİHSİZ BİR İLETİŞİM KAZASI YAŞANMIŞ”
Genel Başkan Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun TBMM Başkanvekili Tekin Bingöl hakkındaki açıklamasına yönelik soruya şu yanıtı verdi:
“Müsavat Bey’in açıklamalarını takip ettim. Ben Meclis’te en uzun süre Meclis tarihinde Grup Başkanvekilliği yapan iki kişiden birisiyim. Dün akşam yaşananlara dikkatlice, sonradan izleme imkânım oldu. Meclis’te dün akşam zaman zaman yaşanan bir talihsiz Meclis ve iletişim kazası olmuş. Tekin Bingöl’ün Ermeni Soykırımı konusundaki tutumunun ne partimizden, ne benden farklı olmadığı açıkça ortadadır. İlk kez yönetilen ve ilk kez görev yapılan bir süreçte, kapanan mikrofonun Tekin Bingöl’ün söz kesmesi gibi algılandığı bir noktada, bir telefon görüşmesi ile dikkatin dağınık olduğu bir yerde ve asla ve asla Meclis’in Başkanlık Divanının da takınılmaması gereken tutum, yapılmaması gereken bir hareketin yapılması ile birlikte bir bütün istenmeyen olaylar bütünü oluşmuş. Bu meseleyi böyle değerlendirmek lazım. Meclis’te böyle durumlarda bir arka oda var. Oraya geçilir ve birbirinin samimiyetinden, iyi niyetinden şüphe olmayan kişiler bu tip kazaları telafi ederler. Bu imkânın değerlendirilmesi, mümkün olmamış. Bir cezalandırma olmuş. Ki zaten fiilin onu gerektirdiği konusunda bir toplam mutabakat var. Ancak biz muhalefetin böyle meselelerden dolayı, birbiriyle çelişki, birbiriyle sürtüşme, sert dillerle birbirine cevap vermesinin hiçbirimizi değil, bir kişiyi memnun edeceğini biliyoruz. O kişi de bugün hepimize birden zulmeden kişidir. O yüzden dünü dün akşamda bırakmak lazım. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz bundan sonraki süreçte İYİ Parti ile seçmenlerine duyduğumuz saygıdan ve kendilerine duyduğumuz saygıdan mütevellit iyi ilişkilerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Bizim muhalefetin birbirine düşmesine böyle bir süreçte hakkı yoktur. Kimseyi de Cumhuriyet Halk Partisi’nin ittifakının dışında, ‘Kimlerle müttefikse onlar hep birlikte, biz tekiz’ demesinler. Biz Türkiye İttifakı’yız. Yerel seçimden önce de bunu çok konuştuk. Öyle bizim karşımızda tek olan, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran partinin ve son seçimlerin ve tüm anketlerin birinci partisinin dışında kendisini tutan, gören birisi, milleti dışlamış olur. Müsavat Bey bunu hiç istemez. Ben Müsavat Bey’in bu konudaki iyi niyetine şahsen de kefilim.”
“ERDOĞAN’I KLİMALI SALONLARDAN ÇIKMAYA DAVET EDİYORUM”
Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisinin yaptığı mazot hesabına verdiği yanıtın sorulması üzerine şunları söyledi:
“Değerli arkadaşlar ben Sayın Erdoğan’ın klimalı salonlardan çıkmasını; çiftçinin halini tarlada, işçinin halini servis bekledikleri duraklarda ya da fabrikalarında, esnafın halini maalesef tek başına siftah yapmayı beklediği öğle saatlerine, ikindiye kadar yalnız başına beklediği dükkanlarında, emeklinin halini de alışveriş yapamadığı ve geç saatlere bıraktığı pazarlarda bir sormasını dilerim. Bakalım emeklinin durumu neymiş? Daha ne söyleyeceğiz? AK Partili emekli de Tayyip Erdoğan gelmeden önce 8 çeyrek altın alıyordu maaşıyla, şimdi 2 çeyrek altına düştü. AK Parti’ye oy veren asgari ücretli de 7 çeyrek altın maaş alıyorken, 3 çeyrek altına düştü. O şimdi bizim bidon hesabından üzülmüş, başka mazot hesapları yapıyor. Ben bir ülkeyi 23 yıldır yöneten kişinin ‘Benim verdiğim asgari ücretle 445 litre mazot alınıyor’ hesabından kıvanç değil; hicap duyması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü Alman Şansölyesi bu cümleyi ‘Benim verdiğim asgari ücretle bin 370 litre mazot alınıyor’ diyor. Türkiye’dekinin mazot üzerinden tam 3,5 katı bir fark var Almanya ile aramızda. Almanya’da asgari ücret ilk bir yıl alınan ve hızla uzaklaşılan, toplam ücretlilerin yüzde 9’unun aldığı ücrettir. Türkiye’nin 3,5-4 katı. Sayın Erdoğan asgari ücretin mazot karşısındaki alım gücüyle övünüyorsa bunun Türkiye açısından da kendisi açısından da sağlıklı bir değerlendirme olmadığını ifade etmem lazım.”
“MECLİS’İN BAŞINA EN KÖTÜ ŞEY GELDİ, VARANK GELDİ”
Genel Başkan Özel, TBMM’ye sunulan zeytinliklerde maden faaliyetlerinin kolaylaşmasına yönelik torba yasa teklifinin Komisyon görüşmelerinde çıkan arbedenin sorulması üzerine, “23 yıldır aynı arbede yaşanıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi, zeytinlikleri maden aramasına açmak istiyor. Biz de köylüler adına ve çevre duyarlılığımızla buna direniyoruz. En son bundan 3 yıl önce aynı şey olmuştu, geri çekilmişti. Bu konuda bir toplumsal duyarlılık var. Milletvekilleri bu duyarlılığı ortaya koyuyorlar. Ortaya çıkan görüntülerin bir tarafı maalesef Mustafa Varank. Dün mitingde söyledim. Gençlerin boykotunu istediği bizim de destek verdiğimiz bir şirket, şimdi bu boykot sona ersin diye gençlerin tüm taleplerini karşılamaya hazır. Şirket diyor ki ‘Yahu boykot bize zarar verdi. Ama Mustafa Varank’ın gelmesi en büyük zararı verdi. Buraya Varank düşeceğine yıldırım düşseydi daha iyiydi.’ Bugün de Meclis’in o toplantı salonuna Varank dışında kim girseymiş, zeytinlikler için de Meclis için de siyasi ahlak için de çok daha iyi olurmuş. Meclis’in başına olabilecek en kötü şey geldi. Varank yine geldi, kendi seviyesine çekmeye çalıştı Meclis’i. Çok üzgünüm” dedi.